Sunday, August 29, 2010

Zamanin akisi ve degisken haller

Ramazanin son 10 gunune girdik, zaman sanki gurbette daha da hizli akip geciyor ve hayatlarimiz cok tekduze gidiyor gibi gozukse de aslinda cok hizli degisiyor. Gecen sene iftar cadirimiz ilk defa kurulmustu ve o cadir sayesinde su an cok buyuk anlami olan dostluklar kurdum. Oyle ki bi sene once sokakta gorunce kuru bir selam verip gececegim bir sahsi muhteremle simdi ayni evi hatta gunun 24 saatini paylasiyorum. Bugun dayisi Kanada'dan gelince birlikte hareket edemedik dogal olarak ama bu durum benim kimyami bozdu sanirim :-) Sabah kalkinca "Ben simdi napicam tek basima" diye dusundum, sanki bunca yildir tek basina yasayan ben degilmisim gibi nasil da hizla alismistim bu yeni duruma. Hayat arkadasimin (ev arkadasim demiycem cunku hayatimin su doneminde hayat arkadasim oldu kendisi) bu durumla ilgili guzel bir tespiti var. "Insan gurbette hayati ziplenmis olarak yasiyor" der kendisi. Dogru soze ne denir. Zaman cabuk akiyor ve hallerimiz bir o kadar da cabuk degisiyor bu duruma ise biz daha da kolay alisiyoruz..

Wednesday, August 25, 2010

Cadir alti kurulan dostluklar

Bu sene ikinci kez Ramazan ayinin 10-12 gunluk bir bolumunde iftar yapabilecegimiz cadirimiz kuruldu. O cadirin icindeki tum insanlara ve kendime donup baktigimda birsey farkettim. Hepimiz actik, ve onumuze konulan yemekleri bu yuzden buyuk bir istahla yiyorduk. Ama bu aclik yemeklere duyulan acliktan ziyade birseydi. Ben de dahil olmak uzere orada bulunan herkes, bir arada olmaya, sevgi ve muhabbet icinde topluca yemek yemege acikmisti, tipki bir aile gibi. Gurbetin insana ogrettigi en guzel seylerden biri bu bana kalirsa. Insanlari tum farkiliklarina ragmen sevmek, onlarla dost olabilmeyi, birseyler paylasmayi basarabilmek. Gecenlerde bizim rapsodi kizlan burada nasil birbirinden farkli insanlarin bu kadar iyi dost olabildigini konusuyoduk. Malum bu maalesef Turkiye gercekleriyle cok ters dusen bir durum:-) Konusmamizin sonunda vardigimiz sonuc suydu. Aslinda bu durum biraz da insanlarin ellerinin mahkum olmasindan dolayi ortaya cikiyor. Burada Turkiyeye kiyasla daha az seceneginin olmasi, kendine benzeyen insanlari bulma ihtimalinin daha dusuk olmasindan mutevellid bir durum yani anliycaniz. Olsun yine de sebep kulaga cok hos gelmese de netice bana kalirsa iyi. Elif Safagin Ted talks'taki konusmasina ithafen konusmak gerekirse, insanlarin ruhunu olduren, icini kurutan, bakisini korlestiren tum cemberlerden kurtulmalarini saglayan dostluklar kuruluyor gurbette. Her gece yemek yedigimiz iftar cadiri da bu dostluklarin temelinin atildigi bir yer. En azindan benim "iyi ki tanimisim" dedigim insanlarin bir kismini orada yakindan tanima firsatim oldu.
Bugun Ramazan 17

Tuesday, August 24, 2010

Rahmet, Magfiret, Kurtulus

Basi rahmet ortasi magfiret sonu kurtulustur diye buyurmus efendimiz Ramazan ayi icin. Rahmet sonsuz bir deniz misali, insallah o denize kormadan acilmisizdir. Icimizde hicbir cekince, acaba olmadan, sularina kendini birakmisizdir. Cunku ancak bu sekilde magfiretten nasibimizi alabiliriz. Kurtulus ise sonunda cikilacak sahil-i selamet misali. Henuz gec kalmis sayilmayiz, bir an once dalalim deryayi rahmete ve yikanalim magfiret sulariyla. Ancak boyle olur kurtulus sahillerine cikis ve aslinda budur bayram olan..
Allahumme inneke afuvvun kerimun tuhibbul afve fagfu anne..
"Allah'im Sen affedicisin affetmeyi seversin, bizleri de affet"
Amin